Genel popülasyona bakıldığında herkesin belirli ağrılarının bulunduğu ve insanların bu ağrılar ile yaşadıkları sıklıkla görülen bir durumdur. Çoğunlukla birkaç yıldan fazla süren ağrılarla insanların yaşadıklarının ve bu ağrıları “normal” olarak kabul ettiklerini görürsünüz. Ancak ağrılar beraber yaşanacak şeyler midir? Yoksa yalnızca vücudun uyarı mekanizması mıdır? Peki ya yaşadığımız çoğu kas ve eklem ağrısının nedeni günlük rutin yaşantımız ise?
  İnsan vücudu evrimsel süreç gereğince hareket etmek üzere dizayn edilmiş bir organizmadır. Geçirmiş olduğumuz bu süreç çeşitli kodlarla dünyaya gelmemize neden olmuştur ve bu kodların tersi yönde yaşamaya başladığımızda çeşitli sorunlar da beraberinde gelmektedir. Çağımızın en büyük hastalıklarından biri olarak kabul edilen “hareketsizlik” bu nedenle son derece tehlikeli ve sinsi şekilde insan vücudunda ilerler. Temel bir prensip olarak vücudumuz herhangi bir şeyi “kullanır ya da kaybeder”. Ekonomik olarak çalışmak insan vücudunun hayatta kalması için en önemli prensiplerden biridir. Bu da beraberinde kullanılmayan kas, doku, eklem ya da organların kapatılmasına neden olur. Hareketsiz yaşamın da beraberinde getirdiği en büyük sorun aslında bu temel mekanizmayı tetikliyor olmasıdır.




  Her bir eklemimizin hareketleri ortaya çıkarmak ve koordine etmek için çeşitli görevleri bulunur. Bu nedenle her bir eklemin belirli bir hareket açıklığı ve stabil yapısı vardır. Hareketsiz olarak kalan eklemler en basit anlamıyla beyinde “bu eklemi kullanmıyorsun o zaman boşa enerji harcamaya gerek yok” mesajının oluşmasına neden olur. Böyle bir mesaj oluştuğunda ise eklemler temel ve doğal yapılarını kaybetmeye başlarlar.
  Basit bir örnek ile açıklayacak olursak; çevremizde sıklıkla boyun ağrılarından ve sırt ağrılarından şikayet eden insanların olduğunu görürüz ve çoğunlukla bu sorunun çözümü son derece basittir: Omuz ekleminizin hareketliliğini geri kazanması. Uzun oturma süreleri, bilgisayar ya da telefon kullanımı gibi bu yüzyılın getirdiği pek çok şey özellikle bu örnekte omuz eklemimizin istenilen hareket açıklığında kullanılamamasına neden olur. Beraberinde tetiklenen mekanizma omuz ekleminin hareketliliğini azaltır ve bu da bir yukarıdaki boyun ekleminde problemlerin oluşmasına neden olur. İşte tam da bu alanda insan vücudu basit bir mekanizmayı devreye sokarak sürekli olarak bizlere mesaj gönderir ve bu mesaj son derece açıktır: Ağrı.




  Ağrının meydana gelmesinin tabi ki pek çok nedeni vardır. Ancak hareketsiz yaşam nedeniyle meydana gelen ağrıların çözümü de aslında son derece basittir: Hareket etmek. Temel evrimsel mekanizmamız ve beynimizde var olan kodların tamamı hareketler üzerine kuruludur. Bu nedenle de hareketsiz kaldığımızda sorunlar meydana gelmeye ve ağrılar ortaya çıkmaya başlar. Sonuç olarak ağrılar ile yaşamayı “normal” olarak kabul etmeden önce bu ağrıların neden meydana geldiğini, hareketsizlik nedeniyle oluşanların ise çözümünün son derece basit olduğunu bilmek gerekir. Aslında en temelde insan vücudu ve ağrılarımız üzerine biraz farklı düşünmeye ihtiyacımız vardır.